Mobil öncelikli web sitesi ihtiyacı, akıllı telefonların yaygınlaşması ve GSM operatörlerinin teknolojinin gelişmesi ile daha hızlı ağ bağlantı hızları sunabilmeleri üzerine (4G veya 5G) tüketiciler günün hemen hemen her anında yanlarından ayırmadıkları telefonlarıyla internete erişmeye başlamasıyla ortaya çıktı. Bu şaşırtıcı değil, tüketiciler konforu severler. Bu nedenle bulundukları yerden bağımsız olarak internete erişme özgürlüğü onları internete erişmek için bir cihazın başına geçmelerine kıyasla daha fazla cezbediyor.
Günümüzde web sitelerinin trafiğinin %59,6’sı mobil cihazlara ait*. İnternet kullanıcıların %92,1’i ise internete cep telefonlarını kullanarak giriyor. Peki neden tüketiciler mobil cihazlarla sayfaları daha fazla ziyaret etmeye meğilliler? Bunu anlamak için müşterilerin davranışları hakkında fikir edinmek gerekir. Müşterileriniz genellikle ihtiyaçları hakkında farkındalık sahibi olurlar. Bu farkındalığın ardından arama ve araştırma sürecine girerler. Bu süreç internet veya diğer geleneksel iletişim araçlarıyla gerçekleştirilebilir. Ancak günümüzde mobil cihazlara erişimin kolaylığı nedeniyle büyük bir kısmı akıllı telefonlar aracılığı ile internet üzerinden gerçekleşmektedir. Burada internet üzerinde potansiyel müşteriniz sizi ve rakiplerinizi incelemeye başlar. Ancak incelerken ilk edindiği izlenim önemlidir. Buna kullanıcı arayüzü ve kullanıcı arabirimi (UI/UX) denilmektedir. Sayfanın gezilebilir olması, aradığı bilgiye ulaşabilmek, sayfa geçiş hızları gibi pek çok parametreyi içermektedir. Eğer sunduğunuz ürün veya hizmet de başarılıysa mobil öncelikli site ile potansiyel müşteriden dönüşüm elde edersiniz.
Web siteleri günümüzde masaüstü cihazlara kıyasla mobil cihazlar ile çok daha fazla ziyaretçi alıyor. Bunun yanı sıra tüketiciler satın alma eğilimlerini gerçekleştirmede mobil cihazlarda daha yüksek sonuç veriyor. Masaüstü veya dizüstü cihazlarla gerçekleştirilen ziyaretlerin büyük bir kısmı dönüşüm üretmezken mobildeki ziyaretçilerin üçte birinden fazlası dönüşüm gerçekleştiriyor. Eskiden web sitesi ziyaretçileri mobilden yalnızca ürün veya hizmet hakkında bilgi alıp satın alma işlemini masaüstü cihazlarla gerçekleştirirken bu eğilim son yıllarda kırıldı.
Tüketiciler hafta içinde sıklıkla masaüstü veya dizüstü bilgisayar kullanmaya devam ediyorlar. Bu eğilim genellikle iş yerlerinde kullandıkları cihazlarla gerçekleştirdikleri sayfa ziyaretlerinin birer sonucu olarak gözüküyor, ancak gözle görülen istatistik ise haftasonları masaüstü veya dizüstü cihazlara erişimin yarı yarıya düşmesine rağmen mobil kullanımı haftanın diğer günlerine kıyasla artmış oluyor. Bu da mobil öncelikli web sitelerin hafta sonları rakiplerine göre daha iyi dönüşüm elde edebileceği fırsatını gösteriyor.
İstatistiklere baktığımızda gördüğümüz bir diğer ilginç şey ise mobil kullanıcıların cihazlarını aktif kullandıkları mekan genellikle evleri. Kullanıcıların %82’si cihazlarını evdeyken kullanırken yalnızca %8’i çalışırken mobil cihazları ile etkileşimde bulunuyor. Ancak burada ilginç olan bir diğer istatistik ise kullanıcıların %74’ünün mobil telefonla gerçekleştirdikleri eylemlerin “aceleyle” anlık bilgi almak için gerçekleştirilmiş olmasıdır. Ancak geri kalan %26 kendini rahat hissederek arama yapıyor.
Evimiz genellike kendimizi rahat hissettiğimiz bir ortamdır. Peki kullanıcılar neden konfor alanlarında hızla bir şeyler aramak istiyor? Aslında bunun sebebi insanların aynı anda iki şey yapmalarından kaynaklanıyor. Evde televizyon izlerken, yemek yerken veya sohbet halindeyken bir şeyler arama ve o esnada diğer etkinliği kaçırmamaya çalışmak bu acelenin temel nedeni. Bu da masaüstü kullanıcıları ile mobil kullanıcılarının davranış şekilleri arasında ciddi bir fark oluşturuyor.
Web sitesine önem veren yerel işletmeler olsa da mobile gerektiği önemi vermiyorlar. Bunun nedeni iş saatlerinde sitelerini kontrol edebilecekleri daha büyük bir ekran olmasından dolayı ve çalışırken cep telefonu ile etkileşime geçmek istememeleri olabilir. Ancak müşterilerinin büyük bir kısmı onları mobil cihazlarla ziyaret ediyor. Dolayısıyla yerel işletmelerin, mobil öncelikli web siteleri ilemüşterilerinin onları nasıl bulduğu ve müşterilerinin ziyaret deneyimleri hakkında da fikir sahibi olmaları gerekiyor.
Mobildeki en önemli değişken ise sayfa hızıdır. Mobildeki davranış modelini özetlediğimizde ziyaretçilerin %74’ünün hızla arama gerçekleştirdiğinden bahsetmiştik. Bu hızla arama gerçekleştirme eğiliminde web sitenizin hızı yavaş ise potansiyel müşteriniz sayfanın yüklenmesini beklemeden geri dönüp rakibinize gitmektedir.
Samsun Web Tasarım ofisi olarak biz mobil öncelikli tasarımla beraber düşük karbona önem veriyoruz. Bu da sitenizin performansının yüksek olmasının yanı sıra çevreye de duyarlı olmasını sağlıyor. Hızlı, günümüz trendlerine uygun, SEO dostu ve düşük karbonlu bir web sitesine ihtiyacınız varsa bugün bizimle iletişime geçin.
Günümüzde yerel işletmelerin web sitelerinin büyük bir kısmı hala masaüstü cihazlar öncelik verilerek tasarlanıyor. Sonuç olarak bu sayfalar mobil cihazlar için fazla derin veya ziyaret edilmeye uygun bir yapıya sahip olmuyorlar. Responsive tasarım hizmeti veren yerler yalnızca masaüstü siteyi tasarlayıp mobil uyumluluk sağlarlar. Yazının daha önceki kısımlarında detaylıca bahsettiğimiz gibi masaüstü ve mobil kullanıcı davranışları tamamen farklıdır. Bu nedenle her iki platformda aynı çözümler her zaman işe yaramıyor.
Unutmayın, mobil ziyaretçiler genellikle hızlıca bilgi almak için sitenizi ziyaret ediyorlar. Bu nedenle sayfanızdaki içerik ne kadar zengin olursa olsun ziyaretçi tarafından erişilmesi zor ise ziyaretçi sayfanızdan ayrılır. Mobil öncelikli tasarım pek çok bilgiyi ekranı kaydırmadan sunmayı hedefler. Bu sayede ziyaretçi sayfa ile etkileşime geçmeden bile pek çok bilgiye erişmiş olur.
Mobilde dikey alanı azaltmak için yana kaydırılabilir araçlar kullanmak önemlidir. Bu sayede sayfada daha fazla bilgi sunabilirken dikey alanı da azaltmış olursunuz. Yana kaydırılabilir içerikler fırsatlar, hizmetler ve müşteri yorumları olabilir. Bu sayede yalnızca bu alanla daha fazla etkileşime geçmek isteyen ziyaretçiler için detaylı bilgi sunmuş olursunuz. Bu da başarılı bir mobil öncelikli siteye sahip olabileceğinizi gösterir.
Web sitelerinin sunduğu sayfaların listelendiği alan genellikle hamburger menüler içerisinde kalıyor. Bu da ziyaretçinin etkileşime geçmediği sürece diğer sayfalarda ne olduğunu görmemesine neden oluyor. Ziyaretçilerin yalnızca %15’i genellikle hamburger menü ile etkileşime geçip diğer sayfalardaki bilgilere ulaşıyorlar. Responsive tasarıma sahip olan siteler genellikle buna dikkat etmediği için içeriğe sitenin diğer sayfalarına ait düğme veya bağlantı koymazlar.
Daha önce biraz bahsettik, yavaş sayfa açılış hızı ciddi bir problem. Google’ın aktardığı bilgilere göre mobil sayfa yükleme hızındaki her saniyelik gecikme, dönüşümleri %20’ye kadar düşürebiliyor. Bir sayfadaki öğe sayısı 400’den 6000’e çıktıkça, dönüşüm olasılığı %95 düşer. Bir diğer önemli istatistik ise; Sayfa yükleme süresi 1 saniyeden 3 saniyeye çıktığında hemen çıkma olasılığı %32 artar. Sayfa yükleme süresi 1 saniyeden 5 saniyeye çıktığında hemen çıkma olasılığı %90 artar. Sayfa yükleme süresi 1 saniyeden 6 saniyeye çıktığında hemen çıkma olasılığı %106 artar. Sayfa yükleme süresi 1 saniyeden 10 saniyeye çıktığında hemen çıkma olasılığı %123 artar. Bu sadece dönüşüm kaybetmenize neden olmaz, aynı zamanda düşük sayfa hızı nedeniyle Google sıralamanız da olumsuz etkilenir. İçeriğiniz her ne kadar iyi olursa olsun sayfa hızınız düşükse, Google ziyaretçilerinin deneyimini arttırmak için daha hızlı olan sayfayı arama sonuçlarında daha üste yerleştirir.
Sayfa açılış hızını düşürmeniz için dikkat etmeniz gereken bazı küçük ancak önemli adımlar mevcut. Bunlardan en önemlisi sitenizde kullandığınız görsellerin boyutlarını düşürmek olacaktır. Bir web sayfasının yaklaşık %43’ünü görseller oluşturmaktadır. Bu nedenle görselleri ne kadar sıkıştırırsanız, sayfa açılış hızınız da bir o kadar artar. Bunun için hem görüntü sıkıştırma araçlarını kullanabilirsiniz, hem de WebP gibi modern dosya formatlarını kullanabilirsiniz.
Sayfa açılış hızını düşürmek için dikkat etmeniz gereken bir diğer önemli nokta ise en fazla 2 özel yazı tipi kullanmaya özen göstermek. Web sitenizin güzel ve kurumsal kimliği ile bütünleşik gözükmesi için yazı tipleri önemlidir. Ancak yazı tiplerine ait belgelerin boyutları tahmin ettiğinizden çok daha büyüktür. Bu nedenle maksimum iki yazı tipi kullanmaya özen gösterin. Biri başlıklar için, diğeri ise yazılar için olmalıdır.
Websitesi yaparken pek çok kütüphaneden veya eklentiden yararlanmak cazip gelebilir. Ancak bu kütüphanelerin veya eklentilerin hepsinde kendilerine ait dosyalar bulunmakta. Bunlar hem ziyaretçi sayfayı ziyaret ettiğinde yük oluşturuyor, hem de veritabanında gereksiz sorguların çalışmasına neden oluyor. “Less is more.” bir klişedir ancak bu klişenin web siteleri için başarıyla çalıştığını söylemek doğru olacaktır.
